GÜNCEL BİLGİLER
1 Ocak 2014 Çarşamba
Nietzsche Kimdir?
Friedrich Wilhelm Nietzsche (/ˈniːtʃə/ Almanca: [ˈfʁiːdʁɪç ˈvɪlhɛlm ˈniːt͡sʃə]; 15 Ekim 1844 – 25 Ağustos 1900) Alman filolog, filozof, kültür eleştirmeni, şair ve besteci. Din, ahlak, modern kültür, felsefe ve bilim üzerine metafor, ironi ve aforizma dolu bir üslupla eleştirel yazılar yazmıştır.
Apollon-Dionysos ikiliği, perspektivizm, Güç İstenci, "Tanrının ölümü", Üstinsan ve bengi dönüş Nietzsche'nin kilit fikirlerini oluşturur. Felsefesinin merkezini oluşturan şey, kişinin coşkun enerjisini sömüren her türlü öğretinin, toplumsal olarak ne kadar geçerli olursa olsun sorgulanarak "hayatın evetlenmesi"dir.[4] Hakikatin değeri ve nesnelliği üzerine yürüttüğü kökten sorgulaması, geniş çaplı yorumların odağını oluşturur ve etkisi özelliklekıta felsefesi geleneğinde varoluşçuluk, postmodernizm ve postyapısalcılık da dahil olmak üzere devam etmektedir.
Nietzsche kariyerine felsefeye dönmeden önce klasik filolog (Yunan ve Roma metin eleştirmeni) olarak başladı. 1869 yılında yirmi dört yaşındayken, Basel Üniversitesindeklasik filoloji kürsüsüne, bu yeri alan en genç kişi olarak atandı. 1879 yazında, hayatının büyük bölümünde kendisine dert olacak olan sağlık sorunları yüzünden istifa etti.[5]1889'da kırk dört yaşında zihinsel yetilerinin tamamının yitimiyle sonuçlanan bir çöküş yaşadı. Çöküşü sonraları, üçüncü devre sifilis hastalığının neden olduğu nadir görülen bir genel pareziye yoruldu, fakat bu teşhiste soru işaretleri vardı.[6] Nietzsche kalan yıllarını annesinin 1897'de ölümüne kadar annesinin, 1900'de kendi ölümüne kadar kızkardeşiElisabeth Förster-Nietzsche'nin bakımında geçirdi.
Bakıcısı olarak kızkardeşi, Nietzsche'nin el yazmalarının idareciliğini ve editörlüğünü üstlendi. Förster-Nietzsche, tanınmış bir Alman milliyetçisi ve antisemitist olan Bernhard Förster ile evliydi ve Nietzsche'nin yayımlanmamış yazılarını, kocasının ideolojisine uyarlamak üzere, Nietzsche'nin belirttiği, antisemitizm ile milliyetçiliğe sert ve bariz biçimde karşı çıktığı görüşlerine genellikle ters düşecek biçimde yeniden düzenledi. Förster-Nietzsche'nin yaptığı değişiklikler nedeniyle Nietzsche'nin adı, sonraları yirminci yüzyıl bilim insanları Nietzsche'nin fikirlerinin yanlış yorumlanmasına karşı harekete geçmiş olsalar da, Alman militarizmi ve Nazizm ile birlikte anılır olmuştur.
20 Ekim 2013 Pazar
Andımızın Kaldırılması
Türk Eğitim-Sen, Demokratikleşme Paketi olarak kamuoyuna açıklanan paket çerçevesinde "Andımız"ın kaldırılmasını Danıştay nezdinde yargıya taşırken, "Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. Maddesinin yürütmesinin durdurulmasını" istedi.
Türk Eğitim-Sen'den yapılan açıklamada Demokratikleşme Paketi olarak kamuoyuna açıklanan paket çerçevesinde "Andımız"ın kaldırılacağının açıklanması üzerine tepkilerini gösterdikleri belirtilirken, "Tüm illerde ve Ankara'da 1. Meclis önünde kitlesel basın açıklamaları yaparak protestomuzu dile getirmiştik" denildi.
Hükümetin, "Andımız"la ilgili olarak açıkladığı bu adımı hayata geçirmek amacıyla İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde değişiklik yaptığı anımsatılan açıklamada, "08 Ekim 2013 tarih ve 28789 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığıİlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle Öğrenci Andı kaldırıldı. Milli kimliğimize, Türk varlığına her zaman sahip çıkan ve bunu her fırsatta gösteren Türk Eğitim-Sen bu yönetmelik değişikliğini Danıştaynezdinde yargıya taşımıştır" ifadelerine yer verildi.
Dava dilekçesinde "Yönetmelik değişikliğinden önce Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 12. maddesinde yer alan Öğrenci Andı'nın yer alması, ilköğretim kurumlarındaki öğrencilerin Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Atatürkmilliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan bireyler olarak yetiştirilmesi açısından büyük önem arz etmektedir" denildi.
Danıştay 8. Dairesi'nin "2009/6514E, 2009/932K sayılı kararının" da bu yönde olduğunu belirten Türk Eğitim-Sen dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:
"Bakanlık tarafından Danıştay 8. Dairesi'nde görüşülmekte olan dosyaya gönderilen savunmada;
"Öğrenci Andında yer alan ifadeler, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına aykırılık taşımamaktadır. Atatürk'ün "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir' ifadesi bunun en belirgin ifadesidir.Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, öğrenci andında geçen her "Türk, Türküm' vb gibi kelimelerin yalnız bir ırka özgü ırkçı söylemler olmadığı açık ve net olarak anlaşılmaktadır. İddia edildiği gibi öğrenci andı, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, Doğuş ve diğer statüler temelinde hiçbir ayrım gözetmemektedir. kastedilen yalnızca Türk ırkına mensup insanlar değil, Türkiye Cumhuriyeti içerisinde yaşayan tüm halkımızdır. Öğrenci Andı bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Bazı kelimeler ve ifadelerin tek tek alınmasıyla bunların üzerinden çıkarımda bulunmak, anlam çıkarmak Öğrenci Andının ruhuna uymamaktadır. Zira Öğrenci Andı'ndageçen kelimelerin ayrımcılıktan, ırkçılıktan, düşünce özgürlüğü vb yönleri kısıtlamaktan uzak olduğu aşikardır. Öğrenci andının geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza okutulmasının ayrımcılık, ırkçılık, eşitsizlikle bir ilgisinin olduğu söylenemez.
Türk Dil Kurumu'nun yayınladığı Güncel Türkçe Sözlük'te yer alan ve yaygın olarak kullanılan tanıma göre Türk kelimesinin anlamı, ırki bir içerik ve ayrıcalık içermemekte; bunun aksine "Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan halk ve bu halktan olan kimse' ifadesiyle birleştirici ve bütünleştirici yönünü açığa çıkarmaktadır. "Ne mutlu Türküm diyene' ifadesi ve buna benzer ifadeler, Türk ırkından başka ırkları yok sayan, bir ırkı yüceltmeye yarayan ırk ayrımcılığına dayalı söylemler değil, tam tersine ülkede yaşayan herkesi eşit oranda kapsayan ve herkesin mutluluğunu amaçlayan ifadelerdir.' denilmektedir."
-ÇELİŞKİLİ DURUM-
Bu şekilde bir savunma yapan Bakanlığın, şimdi Öğrenci Andını yürürlükten kaldırmasının birbiri ile çelişen bir durum olduğu savunulan dilekçede, "Bakanlığın savunma metninde de belirttiği üzere, "Türk' tanımlaması, bu memleketi ortak fedakârlıklarla vatan yapan, aynı kaderi paylaşarak birlikte yaşama arzusunu tüm dünyaya gösteren halkımızın milli üst kimliğinin adıdır. Türk milli kimliği, yeni icat edilmiş bir kavram da değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran kadro, devletin temellerini bu şekilde kodlamıştır. Büyük Atatürk'ün "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranTürkiye halkına Türk Milleti denir' vecizesiyle tanımını yaptığı milli kimliğimiz, Anayasamızın 66. maddesinde de "Türk Devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür.' şekliyle anlamını bulmuştur. Bu noktada, hiç bir vatanseverTürkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bu andın içeriğinden rahatsız olamaz. Hele ki, öğrencilerimizin her sabah okuduğu bu metinde bulunan temel değerler ve aidiyet şuuru, öğrencilerde oluşturulmaya çalışılan davranış değişikliklerinden ve eğitimin temel amaçlarındandır.
Bu bağlamda, Öğrenci Andı'nda ifade edilen değerlerden rahatsız olmak ve metnin okutulmamasını savunmak, Türk milli eğitiminin amaçlarından rahatsız olmak anlamına gelmektedir" denildi.
11 Temmuz 2013 Perşembe
10 Temmuz 2013 Çarşamba
https://www.facebook.com/MustafaTosunYazilari
Mısır'daki Askeri darbe Türkiye'yi etkiler mi?
Evet günlerdir medyayı oyalayan sorun. Mısır sorunu. Mısır'da ki askeri darbe bence Türkiye'yi etkilerdi. Ama çoğu hapiste. Eğer hapiste olmasalardı eminim Türkiye 2013 darbesini yaşardı. Belki beklemezdi. Sayın Erdoğan kendini sağlama aldı bir nevi. Darbe kötü bir şeymiş gibi görülür. Bence değil. Hz. Muhammed'de bir darbecidir. O zamanın(cahiliye devrine) darbe indirmiş hak davasını ilan etmiştir. Atatürk'te bir darbecidir. Zamanın mutlak monarşisine darbe indirmiştir. İnsanda çoğu zaman içinde bir darbecidir. Nefsine darbe indirir darbe yer nefsinden. Mısır da ki darbeyi kişiselleştirmenin alemi yok. ''Bakın onlar yaptı savaş çıktı siz yaparsanız siz de ölürsünüz'' deyip korkutmanın alemi yok. Haksızlık karşısında darbeciyim!.. Bu Mısır'da ki darbeyi savunduğum anlamına gelmiyor. Mısır Türkiye'yi etkilerdi lakin hapisteler...
Evet günlerdir medyayı oyalayan sorun. Mısır sorunu. Mısır'da ki askeri darbe bence Türkiye'yi etkilerdi. Ama çoğu hapiste. Eğer hapiste olmasalardı eminim Türkiye 2013 darbesini yaşardı. Belki beklemezdi. Sayın Erdoğan kendini sağlama aldı bir nevi. Darbe kötü bir şeymiş gibi görülür. Bence değil. Hz. Muhammed'de bir darbecidir. O zamanın(cahiliye devrine) darbe indirmiş hak davasını ilan etmiştir. Atatürk'te bir darbecidir. Zamanın mutlak monarşisine darbe indirmiştir. İnsanda çoğu zaman içinde bir darbecidir. Nefsine darbe indirir darbe yer nefsinden. Mısır da ki darbeyi kişiselleştirmenin alemi yok. ''Bakın onlar yaptı savaş çıktı siz yaparsanız siz de ölürsünüz'' deyip korkutmanın alemi yok. Haksızlık karşısında darbeciyim!.. Bu Mısır'da ki darbeyi savunduğum anlamına gelmiyor. Mısır Türkiye'yi etkilerdi lakin hapisteler...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)